7.SINIF
DERS: 2
ÜNİTE 5 : İNSAN VE ÇEVRE
KONU : BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK - ÇEVRE SORUNLARI VE ETKİLERİ
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
Bir bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin ve çeşitlerinin sayıca zenginliğine biyolojik çeşitlilik denir.Başka bir deyişle yeryüzünde yaşayan farklı tüm canlılar biyolojik çeşitliliği oluşturur.
Ülkemizin konumu ve değişik iklim yapısına sahip olması, biyolojik çeşitliliğini zenginleştirmiştir. Türkiye'de 120 memeli, 413 kuş, 93 sürüngen, 18 kurbağa, 276 deniz balığı, 192 tatlı su balığı ve 60,000 – 80,000 böcek türü bulunmaktadır.
Ülkemiz bitki türleri açısından da oldukça zengindir. Bütün Avrupa kıtasında bulunan 12,000 bitki türünün 9,000 kadarı ülkemizde bulunmaktadır. Bu türlerin % 30'u dünyada sadece Türkiye'de bulunmaktadır.
Biyolojik Çeşitliliğin Önemi:
Biyolojik çeşitliliği oluşturan tüm canlı varlıklar yani bütün canlı türleri, doğal dengenin korunmasında önemli bir etkiye sahiptir.
Bitkiler erozyonu önler, havayı temizler, diğer canlılara beslenme ve barınma ortamı sağlar. Tarım ve ormancılık açısından önemlidir. Ayrıca bir çok bitki türü eczacılıkta çeşitli ilaçların üretiminde kullanılır.
Biyolojik çeşitliliği oluşturan türlerden hayvancılık, balıkçılık ve sanayi sektöründe kullanılan türler de önemlidir. Örneğin sığır, koyun, keçi türleri ile alabalık, kefal ve levrek ülkemizin biyolojik zenginliklerindendir.
Biyolojik çeşitliliğin azalması ekosistemin dengesini bozar, çünkü ekosistemdeki canlıların her biri birbirleriyle ilişki içindedir. Nesli Tükenmekte Olan Türler:
Nesli tükenmekte olan türler yok olma tehlikesi altında olan bitki ve hayvan türleridir.
Ülkemizde nesli tükenmekte olan hayvan türleri;
Akdeniz foku, deniz kaplumbağaları (caretta caretta) alageyik, bozayı, kelaynak kuşları, kurt, yaban kedisi, tilki ve bukalemun.Bitki türlerinden ise salep yapımında kullanılan orkideler, kardelen ve karçiçeğinin nesli tükenme tehlikesi altındadır.
Aslan, kunduz, Asya fili ülkemizde nesli tükenmiş olan canlılardır.
Dünya'da boynuzu için gergedanlar, derisi için leoparlar ticari amaçla avlandıkları için soyları tükenmek üzeredir.
Biyolojik Çeşitliliğin Azalmasına Yol Açan Faktörler:
Doğal kaynakların bilinçsiz kullanımı
Sulak alanların kurutulması
Çayır, mera ve yaylaların aşırı otlatılması
Erozyon
Tarımda bilinçsiz zirai ilaç kullanımı
Aşırı avlanma
Sanayi artıkları
Küresel ısınma
Biyolojik Çeşitliliğin Korunmasına Yönelik Önlemler:
Nesli tükenmekte olan canlı türleri ile ilgili Dünya Doğayı Koruma Birliği iki yılda bir kırmızı liste yayınlamaktadır. Bu çalışmalar desteklenmelidir.
Doğal kaynakların kullanımı konusunda toplum bilinçlendirilmelidir.
Doğa tarihi müzeleri oluşturulmalıdır.
Ülkemizdeki doğal parkların sayısı arttırılmalıdır.
Biyolojik çeşitliliğin azalmasındaki önemli bir faktör olan erozyonun önlenmesi için çeşitli tedbirler alınmalıdır.
Ayrıca bitki ve hayvanlara olan sevgimiz, onlara sahip çıkmamızı sağlayarak biyolojik çeşitliliğin korunmasında rol oynar.
ÇEVRE SORUNLARI VE ETKİLERİ
Günümüz dünyasında hızlı nüfus artışı, hızlı kentleşme ve teknolojinin ilerlemesi sonucu oluşan ve doğal kaynakları tehdit eden çevre kirlenmesi insanlığın en önemli sorununu oluşturmaktadır.
Yeryüzünün en gelişmiş canlısı insan olmasına rağmen yeryüzüne en çok zarar veren, kirleten de yine insandır.
Kirlenmeyi geçici kirlenme ve kalıcı kirlenme olarak ikiye ayırabiliriz.
Geçici Kirlenme:
Doğal olarak oluşan ve geri dönüşümü sağlanarak zararsız hale gelebilen kirlenmedir.
Ölülerin ve boşaltım artıklarımızın yol açtığı kirlenme geçicidir.Kalıcı Kirlenme:
Çevrede uzun süre bozulmadan kalan kirlenmedir.
Plastik, naylon, cam, petrol, pil, hastane atıkları ve radyo aktif atıklar uzun yıllar parçalanmadan kalır.Bunun önlenmesi için geri dönüşümlü ürünleri kullanmamız gerekir. Örneğin; plastik poşet yerine file, naylon poşet yerine kese kağıdı, kullandıktan sonra atılan piller yerine doldurulabilen (şarjlı ) piller, metal ve plastik çerçeve yerine ahşap çerçeve kullanılabilir.
HAVA KİRLİLİĞİ
Temiz hava; % 78 azot, % 21 oksijen, % 1 oranında karbondioksit, su buharı ve diğer gazları içerir. Ayrıca temiz hava fazla kuru ve fazla nemli olmamalıdır.
Hava kirliliği yaratan temel etkenler; plansız sanayileşme, aşırı nüfus artışı ve aşırı kentleşmedir.
Hava Kirliliğine Neden Olan Faktörler:
Fabrika ve ev bacalarından çıkan gazlar ve tozlar
Taşıtlarda kalitesiz yakıt kullanılması ve egzoz gazları
Sprey ve deodorantlardaki bazı kimyasal maddeler
Nükleer santrallerden sızan radyoaktif maddeler
Orman yangınları
Çöp ve diğer maddelerin yakılmasıdır.
Hava Kirliliğinin Etkileri:
İnsanlarda solunum yolu, kalp ve damar hastalıkları,
Asit yağmurları,
Sera etkisi,
Ozon tabakasının delinmesidir.
Asit Yağmurları :
Fosil yakıtların ( kömür, petrol ) aşırı tüketimiyle havaya kükürt dioksit ve azot oksit gibi zehirli gazlar karışır.
Bunlar havadaki su buharı ve yağmur sularını ile etkileşerek asit yağmurları olarak yeryüzüne geri döner.
Bu yağmurlar toprağa düşünce bitkinin kurumasına yol açar. Sulara karıştıklarında ise sudaki organizmalar ve balıklar ölebilir.
Sera Etkisi:
Güneş'ten gelen ışınların bir kısmı yeryüzü tarafından soğurulurken, diğer kısmı uzaya geri yansır. Yansıyan bu ışınların bir kısmı, atmosfer tarafından tutularak havanın ısınmasına sebep olur.
Atmosferde karbondioksit gazının artması yeryüzünden yansıyan güneş ışınlarının atmosferin dışına çıkmasını engeller ve atmosfer ile Dünya fazla ısınır.
Sera etkisi denilen bu olay sonucu küresel ısınma gerçekleşmektedir.
Küresel ısınma buzulların erimesine, okyanuslardaki su seviyelerinin yükselmesine, iklim ve bitki örtüsünün değişmesine yol açmaktadır.
Ozon Tabakasının Delinmesi:
Hava kirliliğine sebep olan gazlar, ozon tabakasının incelmesine yol açar. Bu da zararlı güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşmasına sebep olur.
Ozon tabakasının incelmesi, bitki ve hayvanlarda biyolojik çeşitliliği olumsuz etkilemekte ve tüm canlıların bağışıklık sistemini bozmaktadır.
Hava Kirliliğine Karşı Alınacak Önlemler:
Fabrikalar kent dışına yapılmalı,
Fabrika bacaları yüksek yapılmalı ve filtre takılmalı,
Arabaların egzozlarına filtre takılmalı ve kullanılan benzinin kalitesine dikkat edilmeli,
Yakıtların iyi yanması sağlanmalı ve doğal gaz kullanılmalı,
Yeşil alanlar arttırılmalı,
İnsanlar bilinçlendirilmeli,
Çöplerin yakılması yerine, çöp değerlendirme tesisleri kurulmalıdır.
SU KİRLİLİĞİ:
Canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi için suya gereksinimleri vardır.
İçtiğimiz su içmeye ve kullanmaya hazır hale gelene kadar bir dizi işlemden geçirilir. Bunlar; dinlendirme, süzme, havalandırma, mikroplardan arındırmak için ilaçlama işlemleridir.
İçinde kalsiyum ve magnezyum bileşikleri fazla olan sulara sert su denir. Tatları acıdır. Böyle sularda sabun köpürmez.
İyi Bir İçme Suyunun Özellikleri:
Renksiz, kokusuz, tadı hoş ve berrak olmalı
Mikroplardan ve zararlı maddelerden arındırılmış olmalı
Vücut için gerekli mineral ve tuzları içermeli
Sıcaklığı 6°-12°C arasında olmalı
Suya sertlik veren maddeler normal sınırlarda olmalıdır.
Su Kirliliğine Neden Olan Faktörler:
Evsel ve endüstriyel atıkların sulara karışması,
Tarımda kullanılan ilaç ve suni gübrenin sulara karışması,
Lağım sularının yeraltı ve yerüstü sularına karışması,
Denizlerde tanker kazaları sonucu kimyasal maddelerin sulara karışması,
Taş, toprak, kağıt, plastik gibi maddelerin sulara karışması,
Asit yağmurlarıdır.
Su Kirliliğine Karşı Alınacak Önlemler:
Sanayi tesisleri ve fabrikalar şehir dışına kurulmalı,
İçme ve kullanım suları dezenfekte edilmeli,
Atıklar sulara verilecekse, arıtma işlemlerinden geçirilmeli,
Şehirlerdeki eskiyen su boruları yenilenmeli,
Su kaynaklarının korunması için insanlar eğitilmelidir.
TOPRAK KİRLİLİĞİ
Toprak bir çok canlının yaşadığı ve beslendiği doğal ortamdır.
Toprak Kirliliğine Neden Olan Faktörler
Evsel ve endüstriyel atıklar
Tarımda bilinçsiz ilaç ve gübre kullanımı
Asit yağmurları
Egzoz gazları
Düzensiz kentleşme
Bilgi: Kirli topraklarda yetiştirilen bitkiler kökleri yoluyla zararlı maddeleri alırlar. Besin zinciri yoluyla bu zararlı maddeler diğer canlılara geçer.
Toprak Kirliliğine Karşı Alınacak Önlemler:
Verimli tarım arazisinin üzerine fabrikalar kurulmamalı,
Kanalizasyon ve sanayi artıkları arıtılmadan toprağa verilmemeli,
Çiftçiler eğitilmeli, aşırı suni gübre ve tarım ilaçları kullanımı önlenmeli,
Şehirleşme düzenli bir şekilde yapılmalı,
Erozyonun önlenmesi için ağaçlandırma yapılmalı, tarım arazileri eğimine dik sürülmeli, teraslama yapılmalıdır.
NÜKLEER KİRLİLİK
Duyu organlarımızla algılayamadığımız zararlı ışınların çevreye yayılmasıdır. Bu ışınlar kanserojen etkiye sahiptir. Genetik yapıyı bozar ve kalıtsal hastalıklara yol açar.
Nükleer silahlar, nükleer kazalar ve bu kazalar sonunda ortaya çıkan nükleer atıklar kirlenmeye sebep olur.1986'da meydana gelen Çernobil Nükleer Enerji Santrali kazası nükleer kirliliğin en iyi örneğidir. Bu kazada çevreye yayılan zararlı ışınlar, dünyada pek çok insanın kanser ve çeşitli hastalıklara yakalanmasına neden olmuştur.
Nükleer kirlilik, bitkilerde anormal büyümelere ve hayvanlarda da sakatlık ve anormal doğumlara yol açar.
ORMAN TAHRİBATI
Orman yangınları, ağaçların bilinçsizce kesilmesi, kaçak yapılaşma ormanları tahrip etmektedir.
Ormanların tahribi sonucu ekosistemlerin doğal dengesi bozulur, ormanda yaşayan canlı türleri ve bu türlerin tabiatları yok olur.
Ormanlar yeryüzünün akciğeridir, havayı temizler.Ormanların korunması için insanlar eğitilmeli, ormanların bizim için önemi anlatılmalıdır.
ÇIĞ
Eğimli bir arazi üzerindeki kar örtüsü, yerçekimi etkisiyle kaydığında çığ oluşur.
Çığ; toprak, taş ve ağaçları da sökerek beraberinde götürür. Bu sebeple topraktaki aşınma, toprağı verimsizleştirir.
Bilgi:
Ülkemizde çevre sorunlarına yönelik çalışmalar yapan sivil toplum örgütleri vardır.
Tema Vakfı, Doğal Hayatı Koruma, Yaban Hayatı Koruma gibi...
Bizler bu kuruluşların faaliyetlerini destekleyerek çevremizi korumaya özen göstermeliyiz.
SORU ÇÖZELİM:
Bir bölgede, belli bir keklik türü insanlar tarafından bilinçsizce avlanmıştır. Bunun sonucunda sayıları aşırı şekilde artan tırtıllar, orman ve ekili alanlara zarar vermiştir.
Bu bölgede, tırtıl sayısındaki artışın kontrol altına alınıp önceki doğal dengenin yeniden sağlanabilmesi için aşağıdakilerden hangisi önerilebilir? (sbs 2010)
A) Tırtıl sayısını dengelemek için uygun sayıda aynı türden keklik getirilmesi
B) Tırtılları yok etmek için tırtılla beslenen başka tür hayvanların getirilmesi
C) Tırtılların beslendiği bitkilerle beslenen başka tür hayvanların getirilmesi
D) Tırtıl sayısını dengelemek için tırtılların beslendiği bitkilerin yok edilip, farklı tür bitkilerin ekilmesi
0 yorum:
Yorum Gönder